29 Nisan Pazartesi 2024
3 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan sert tepki: Boyun eğmeyeceğiz

İşte Dışişleri Bakanlığı'nın paylaşımı: Yalanlar sadece tarihi çarpıtmıyor, masum canları da alıyor. Ermeni terörünün şehit ettiği mesai arkadaşlarımızı unutmadık, asla unutmayacağız! Rahat uyusunlar, hiçbir yalana ve baskıya boyun eğmeyeceğiz.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan İsrail'e sert tepki

Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Mescid-i Aksa'yı hedef alarak gerçekleştirdiği saldırılarla ilgili bir açıklama yayınladı. Bakanlığın açıklamasında, "İsrail'in Mescid-i Aksa'da ses bombalarıyla ve güç kullanarak müdahalede bulunmayı sürdürmesini kınıyor, bu saldırıların bir an önce sona erdirilmesini bekliyoruz" ifadeleri yer aldı. Dışişleri Bakanlığı, "İsrail'in Mescid-i Aksa'da ses bombalarıyla ve güç kullanarak müdahalede bulunmayı sürdürmesini kınıyor, bu saldırıların bir an önce sona erdirilmesini bekliyoruz. İşgal altındaki topraklardaki bu ve benzeri olayların engellenebilmesinin tek yolu, İsrail'in bu eylemlerinden uluslararası alanda sorumlu tutulması olacaktır" açıklamasında bulundu.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'ye sert tepki

ABD'nin İsrail'in Filistin'deki katliamlarını görmezden gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan açıklamalarına Dışişleri Bakanlığı'ndan yanıt geldi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada Erdoğan'ın açıklamalarında sadece İsrail hükümetinin hedef alındığının altı çizildi. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik yer alan ithamları bütünüyle reddediyoruz. "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği hususların hedefi Yahudiler değil, günlerdir Filistin’e yönelik olarak ayrım gözetmeksizin sürdürdüğü saldırılarla, büyük bölümünü çocuk, kadın ve gençlerin teşkil ettiği çok sayıda masum Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden olan İsrail Hükümetidir. Öte yandan, Sayın Cumhurbaşkanımız İsrail'in eski bir Başbakanının ifadelerini hatırlatmıştır. Tüm inançlara saygı duyan ve farklı din ve inanç gruplarının barış içinde birarada yaşama kültürüne sahip bulunan toplumumuzda Antisemitizm hiçbir zaman melce bulmamıştır. Ülkemiz toprakları, yüzyıllardır önce engizisyondan, İkinci Dünya Savaşı sırasında ise Holokost'tan kaçan çok sayıda Yahudiye vatan olmuştur. Cesur Türk diplomatları Holokost sırasında yüzlerce Yahudinin kurtarılmasına yardımcı olmuştur. Yahudi kökenli vatandaşlarımız bu topraklarda yüzyıllardır barış ve huzur içinde, herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamaktadır. Türkiye Antisemitizmi ilk defa insan hakları ihlali olarak tanımlayan BM İnsan Hakları Konseyi kararının ana sunucuları arasında yer almaktadır. Antisemitizmin bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından müteaddit kereler insanlığa karşı bir suç olarak nitelendirilip telin edildiği de hatırlanmalıdır. Öte yandan, Antisemitizm kavramı, mevcut İsrail Yönetimi’nin Filistin halkına yönelik sürdürdüğü saldırılarının yanısıra, işgal altındaki topraklarda sistematik şekilde yürüttüğü etnik, dini ve kültürel temizlik politikaları eleştiriden muaf tutmak ve bu alanda İsrail Yönetimi’ne dokunulmazlık sağlamak amacıyla istismar edilmemelidir. İsrail’e dokunulmazlık sağlamaya yönelik girişimlerin hangi vahim boyutlara ulaştığı son olarak, uluslararası barış ve güvenliğin muhafazasından sorumlu bulunan BM Güvenlik Konseyi’nin, bir üye ülkenin engellemesi nedeniyle, İsrail-Filistin ihtilafı gibi önemli bir konuda devre dışı bırakılmasıyla görülmüştür. Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik haksız ithamların ve BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail’e uluslararası dokunulmazlık sağlama girişimlerinin kaynağının aynı olması elbette tesadüf değildir. Öte yandan, tarihi açıdan tartışmalı bir nitelik taşıyan, hakkında hiçbir somut bilgi, belge ve kanıt bulunmayan 1915 olaylarını siyasi ve popülist sebeplerle "soykırım" olarak nitelendiren ABD Yönetimi'nin, tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden İsrail saldırılarına arka çıkması, ciddi bir çelişki teşkil etmekte olup, Sayın Cumhurbaşkanımız bu çelişkiye de dikkat çekmiştir. Hukuk temelli dünya düzeni ve uluslararası hukukun üstünlüğü söylemleriyle iktidara gelen ABD Yönetimi'nin halihazırda izlediği politikalar, esasen söz konusu söylemlerle de çelişmektedir. ABD Yönetimi’ni, liderlerimize yönelik haksız ve asılsız ithamlarda bulunmak yerine, İsrail’in sivil halka yönelik saldırılarının durdurulması için çaba sarfetmeye davet ediyoruz. BM Güvenlik Konseyi’ndeki vetonun kaldırılması bu alanda atılabilecek önemli bir ilk adım olacaktır."

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı: Atina bildirisinin bizim açımızdan hiçbir anlamı ve değeri yoktur

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Atina bildirisine sert tepki göstererek, "Akdeniz'e kıyısı olan 7 AB üyesi Dışişleri Bakanlarının Atina'da 11 Haziran'da yaptıkları toplantının sonunda yayınlanan ortak bildirinin bizim açımızdan hiçbir anlamı ve değeri yoktur. Türkiye ve KKTC olmadan Doğu Akdeniz'de gerçek bir iş birliği ortamı yaratılamayacağına vurgu yapan Bilgiç şunları söyledi: "Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz konularında Rum-Yunan ikilisinin maksimalist talep ve politikalarının savunuculuğunu yapan bu oluşumun her yıl tekrarladığı bu tek yanlı ve taraflı tutumun bölgede barış ve istikrara ve işbirliğinin geliştirilmesine katkıda bulunması mümkün değildir" Bilgiç, Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan'ın Doğu Akdeniz'e ilişkin bölgesel konferans önerisini bir kez daha hatırlattı.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan 'nefret söylemiyle birlikte mücadele' çağrısı

Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından 10 yıl önce Norveç'te gerçekleşen ve 77 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili bir açıklama paylaşıldı.  Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "10 yıl önce bugün Norveç'in başkenti Oslo'nun merkezinde ve Utoya adasında, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam karşıtlığı adına bir terörist, 77 insanı hunharca katletti. Bu caninin nefret söylemine ve her türlü ayrımcılığa karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz." Ne olmuştu? Norveç'te 2011 yılında Oslo'daki başbakanlık binası önünde bir bombalı saldırı gerçekleşmiş, kısa süre sonra ise Utoya adasında bir siyasi partinin yaz kampına silahlı saldırı düzenlenmişti. Düzenlenen iki saldırıda 77 kişi hayatını kaybetmiş 242 kişi ise yaralanmıştı. Saldırıları düzenleyen Anders Behring Breivik, Norveç'i Müslümanlardan korumak için saldırıların gerekli olduğunu savunmuştu.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç: Türkiye yeni bir göç dalgasını üstlenmeyecek

Bilgiç, "Türkiye, bölgeden kaynaklanan kitlesel bir göç krizinin sonuçlarına katlanmayacak ve yeni bir göç dalgasını da üstlenmeyecektir. Bu tutumumuzu her vesileyle ve her düzeyde muhataplarımıza iletiyor, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin (AB) sınır muhafızı veya sığınmacı kampı olmayacağını vurguluyoruz" ifadesini kullandı.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin Afgan mülteci politikasına tepki gösterdi

Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2 Ağustos'ta yaptığı Afgan göçmenlerle ilgili açıklamaya tepki gösterdi. "Ülkemizin rızası olmaksızın ülkemizde çözüm aranmak istenmesi kabul edilemez" Açıklamada, şöyle denildi: "ABD devleti, ABD merkezli STK'lar ve basın kuruluşları için çalışan Afganlar ve ailelerine yönelik göçmen kabul programı ile Afganların ABD'ye göç başvurularının bağlı oldukları kuruluşlar aracılığıyla üçüncü ülkelerden alınacağı belirtilerek, başvurular için ülkemize de işaret edilmektedir." ABD'nin açıklamasının Türkiye'de büyük bir göç krizine sebep olacağının vurgulandığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Öncelikle ABD'nin açıklaması bölgemizde büyük bir göç krizine neden olacak ve göç yollarında Afganların acılarını artıracaktır. Soruna bölge ülkeleri arasında çözüm bulmak yerine ülkemizin rızası olmaksızın ülkemizde çözüm aranmak istenmesi kabul edilemez." "ABD, bu kişileri almak istiyorsa uçaklarla ülkesine nakletmesi mümkündür" Açıklamada, Türkiye'nin yeni bir göç krizini üstlenecek kapasitesinin bulunmadığının altı çizildi: "Son 7 yıldır dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkemizin yeni bir göç krizini üçüncü bir ülke adına üstlenecek kapasitesi bulunmamaktadır. Türkiye olarak, ABD'nin sorumsuz ve ülkemize danışmadan aldığı kararı kabul etmiyoruz. ABD, eğer bu kişileri ülkesine almak istiyor ise doğrudan uçaklarla ülkesine nakletmesi mümkündür. Ülkemiz, hiçbir durumda üçüncü ülkelerin uluslararası sorumluluklarını devralmayacak, kanunlarımızın üçüncü ülkeler tarafından kendi amaçları için kötüye kullanılmasına izin vermeyecektir. Bölgemizde üçüncü ülkelerin kararları neticesinde yaşanan göç krizlerinin yükünün Türk milleti tarafından üstlenilmesini kimse beklememelidir."

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı’ndan İngiltere basınında çıkan haberlere yalanlama

Dışişleri Bakanlığı, İngiltere basınında Afgan sığınmacılar için üçüncü ülkelerde kurulacak iltica merkezleri planları bağlamında Türkiye'ye ilişkin atıf yapılması hakkında yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, İngiltere basınında yer alan Afgan mülteciler için Türkiye'de iltica başvuru merkezi kurulması konusunda plan yapıldığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Açıklamada, "Bugüne kadar hiçbir ülkeden tarafımıza iletilmiş bu yönde resmi bir talep bulunmamaktadır. Bu yönde bir talep iletilse dahi bunu kabul etmemiz mümkün değildir" ifadesine yer verildi. The Mail on Sunday gazetesinde yayımlanan makale İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, The Mail on Sunday gazetesinde yayımlanan makalesinde, Afganistan'da kendileri için çalışan bazı Afganlara vize vermek için işlemleri yapılana kadar bazı bölge ülkelerinde bekleyecekleri merkezler kurmayı planladıklarını açıklamıştı. The Mail on Sunday, makalede ülke ismi zikredilmemesine rağmen kendi haberinde, Wallace 'e atfen Türkiye ve Pakistan'ın isimlerini belirtmiş, bazı İngiliz yayın organları da söz konusu habere gönderme yapmıştı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10